Ua-Galatasaray-Muhabir >>Anasayfa<<
  "G.Saray'ın başarısına odaklandım"
 




"G.Saray'ın başarısına odaklandım"
Teknik direktörümüz Michael Skibbe, birbirinden ilginç ve samimi açıklamalarda bulundu

 

 

Teknik direktörümüz Michael Skibbe GS TV'de yayınlanan teknik yorum programında tüm merak edilen sorulara yanıt verdi. Skibbe, taktik anlayışından sakatlara, UEFA Kupası'ndan ligde oynadığımız maça kadar her konuda önemli açıklamalarda bulundu. Medyada kendisi ile ilgili yazılanlara ve yapılan yorumlarla ilgili olarak da Skibbe, "Ben kendi işime ve G.Saray'ın başarısına odaklandım" şeklinde konuştu.

 

İşte sorular ve Skibbe'nin ilginç ve bir o kadar da samimi açıklamaları;

Öncelikle bu haftaki Kocaelispor karşılaşmasıyla başlayacak olursak bu maç ile ilgili düşüncelerinizi alabilir miyiz?

Başarılı ve teknik bir oyun sonrasında 4-1'lik net bir sonuç elde ettik, takımımdan son derece memnunum, benim için en sevindirici olan ise 1-0 geriye düşmemize rağmen oyundan kopmayıp, toparlayıp skoru 4-1'e getirmemizdi.

Üst üste iki deplasman galibiyeti aldı Galatasarayımız ,önce Uefa Kupasında Bellinzona ve ardından Kocaelispor galibiyeti, her iki maçta da takımımız 4 gol attı ve goller yedi.Üç gün ara ile oynana maçlardaki benzerlikler nelerdi?

Kocaelispor ile Bellinzona maçını kıyaslarsak, Bellinzona Kocaelispor'a göre daha kontrataklarla gelişen bir oyun tarzı sergiledi ve onlardan daha kontrollü bir oyun ortaya koydu, bunun sonuncunda da üç tane gol yedik Bellinzona'dan.Bizim amacımız deplasmanda oynadığımız için ve Avrupa kupası maçı olduğu için orda en azından birkaç gol atıp galip olarak buraya avantajlı bir skor ile dönmekti, biz bunu başardık en azından evimizde avantajlı bir skor elde edip turu gececeğiz ve Uefa Kupasında gruplara kalacağız.

Galatasarayımızın oyun planında çift santrafor veya tek santrafor neye göre değişecek , sizin bu konuda bir tercihiniz var mı? Kuşkusuz rakiplerin durumları da bu tercihte etkili bir rol oynayacak bu konudaki düşüncelerinizi alabilir miyiz?

Öncelikle oyuncularımızın sağlık durumlarına göre ve performanslarına göre bu durum etkili bir rol olacak. Mevcut olan santrafor grubumuza son olarak Milan Baros eklendi,takımın performansı ve gücüne göre bir yada iki forvet oyuncusu ile oynayacağız. Güzel oyunumuzu hem lig de hem de Avrupa kupası maçlarında sergileyip göze hoş gelen bir futbol ile başarılar elde etmek istiyoruz.

O zaman forvet tercihini siz futbolcularımızın sağlık durumlarına göre ve performanslarına göre değerlendireceğinizi söylediniz peki rakip takımın oyun sistemine göre ve gücüne göre bu tercih belirleyici bir rol olmayacak mı?

Tabi ki sadece futbolcularımın performansına göre olmayacak bu seçim, rakiplerimizin durumuna göre de değişecek bu. Futbol bir taktik oyunudur rakiplerimizi de bu şekilde şaşırtmayı başarabilirsek, ona göre de başarı elde edebiliriz.Kadromuz gerçekten çok zengin en azından forvet hattında alternatifli oyuncularımız mevcut ben , bütün futbolcularıma burada farklı maçlarda görev verip taktik anlamda rakiplerimizi şaşırtarak başarıya ulaşmak istiyoruz, burada amacımız her kulvarda kazanmak olacak.

Şu ana kadar sakatlıklardan dolayı belkide istediğiniz kadroyu oluşturamadınız ? Bu konuda acaba Galatasaray'ın kadrosunu ezbere herkesin sayabileceği şekilde kafanızda ne zaman oturtmayı düşünüyorsunuz?

Öncelikle takımda ilk onbirinde görmek istediğim futbolcular kendilerini kanıtlamış olanlar, geri dörtlüde Meira,Servet onlar kendilerini kanıtlamış bir şekilde takımın içinde yer alacaklar,aynı zamanda Ayhan'ı da çok beğeniyorum ve o da takımdaki yerini alacak, Ayhan da orta sahada hakimiyeti ele geçirip hücum gücü ile forvet hattına destek olacak ve oradaki koordinasyonu sağlayacak, ileri uç elemanlarından Kewell ve Baros çok başarılılar onları da her zaman 11 de göreceğiz, diğer oyuncularda sakatlıklardan dolayı bazen zorunlu değişiklikler yapıyoruz bunlar geçtikten sonra yavaş yavaş takımımızın iskeleti belli olacak ve insanlar kadromuzu ezberleyecekler.

Bize takımımızın sakat futbolcuları hakkında biraz bilgi verebilir misiniz?

Ben oyuncularımla ilgili Galatasaray'ın Profesörleri ve doktorları ile her dakika kontak halindeyim ve onların son durumlarıyla ilgili bilgiler alıyorum. Benim için şuanda sevindirici olan Hakan Balta ve Sabri'nin bu hafta oynayacak olması aynı zamanda Arda da Perşembe gününden itibaren takımla çalışmaya başlayacaktır.

Peki size göre Galatasarayımızda genel anlamda bir tempo sorunu var mı? Yoksa Galatasarayımız oyunu biraz daha hizli oynayabilir mi? Bunun için ekstra çalışmalar planlıyor mu?

Ben takımımın temposu konusunda böyle düşünmüyorum , yeterince hızlı ve kontrollü bir oyun sergiliyoruz bunu Bellinzona ve iç saha maçlarında da gördük son olarak ve birçok pozisyondan da yararlanamadık. Kocaeli'nde de aynı şekilde dört gol attık ve birçok pozisyondan da yararlanamadık belki çok daha farklı sonuçlar elde edecektik ,Antalyaspor maçına gelecek olursak o maçımız bildiğiniz gibi berabere bitti ancak orada da birçok pozisyona girdik ve sayısız gol pozisyonundan yararlanamadık. Siz ne kadarda çabalasanız Bazen olmayınca da olmuyor. Baktığımızda geride kalan maçlarda artan bir tempo grafiğimiz var ben sadece şuan için defansta biraz zaafımız olduğunu düşünüyorum. Emre Güngör'ün Sakatlığından dolayı tüm yük Meira ve Servet 'in omuzlarında şuan için ofans ile defans arasındaki uyum sorununu çözersek problemlerimizi halletmiş olacağız. Ama tekrar söylüyorum ben takımımın temposuz oynadığına katılmıyorum, sakat futbolcularımızda iyileşince daha da tempolu olacağız.

Benim bunu sormamın sebebi artık yavaş yavaş lig de tempo artıyor UEFA Kupası'nda zorlu rakiplerle eşleşmeler olacak bu rakiplere göre oyunu biraz daha tartarsak Galatasaray'ın temposunda bir artış olacak mı?

Avrupa maçlarında benim içim önemli olan oradaki oyunun oradaki temponun,sergilenen oyunun içine girip o tempoyu onlarla birlikte tutabilmek. Bunu sağlayabildiğimiz sürece oyundan düşmeyiz, Zaten biz futbol olarak bunu yapıyoruz onlardan geri kalan bir yanımız yok hatta daha fazla olan yönlerimiz mevcut. Hep şunu ifade ediyorum benim için şuan tek sorun sakatlıklar, bunu da atlattığımız zaman oyunumuzun ve performansımızın üzerine katarak başarılara ulaşacağımızı düşünüyorum.

Bu hafta takımımız Konyaspor ile karşılaşacak ve onlarda bir teknik adam değişikliğine gitti ve bundan sonra Giray Bulak ile çalışacaklar. Konyaspor'u izleyebildiniz mi Galatasaray'ı bu maçta ne gibi zorluklar bekliyor?

Maalesef Konyaspor'u canlı olarak izleme fırsatım olmadı ama son iki maçın görüntüleri izledik ve izledim. Ali Sami Yen'de oynayacak olmamız buranın etkileyeci atmosferiyle birlikte burada her zaman daha istekli ve hırslı oynuyoruz futbolumuzu, ofansif futbolumuzu burada sergileyebilirsek rakibi hataya zorlarız ve pozisyonlar ve goller buluruz aynı zamanda rakibimiz üzerimize çekerek kontraataklarla goller bulucağız.

Pazar gününden sonra Perşembe günü Bellinzona maçı var. Artık takım bu tempoda oynamaya alışıyor mu? Perşembe günkü maçla ilgili neler söyleyeceksiniz? Sıkıntılı bir durum olmaması için nasıl bir başlangıç bekliyor Bellinzona karşısında?

Tempoda bir düşüklük, futbolda hiçbir eksiklik olacağını sanmıyorum. Çünkü antrenmanlarda da gördüğünüz gibi üç dört kez bir haftada antrenman yapıyoruz. Şu anda tempomuz futbol olarak çok üst seviyede. Tabi arada bir sakatlanmalar olabilir, oyun içinde tempo düşüklüğü olursa bizim zengin kadromuzdan dolayı bu eksikliği bir değişiklikle giderip , aynı tempoda maçı tutabiliriz.

Başkan Adnan Polat bir hedef koydu ortaya Şampiyonlar Liginde S. Bükreş'e elendikten sonra , Bu yıl UEFA Kupası finali İstanbul da , kendi ülkemizde Şükrü Saraçoğlu Stadında Galatasaray'ın rakibi Fenerbahçe'nin stadında .Tabi uzun bir yol seksen takımla başladı. Bu konuda etap etap düşünecek olsak bile yine de oraları görüyor musunuz? Galatasaray 'ı bu sezon o final kapısına gidecek yola ne kadar yakın buluyorsunuz?

Öncelikle Adnan Polat'ı konuşmasından dolayı tebrik ediyorum. Bir Başkan olarak zaten böyle konuşulması gerekiyor. Çünkü Galatasaray Başkanı olarak Adnan Polat tabiî ki ilerisini görmek ister. Şampiyonluk gibi UEFA Kupası gibi Şampiyonlar Ligi kupası gibi büyük hedefler , büyük şampiyonluklar ister. Biz de isteriz tabiî ki . Benim buradaki görevim önümdeki maçlara konsantre olarak hedefe en yakın şekilde tek tek düşünüp, en iyi şekilde ilerleyerek o hedefe ulaştırmak. Tabiî ki ben de Başkan gibi bu hedefi istiyorum, ancak ben de önümdeki maçlara bakıyorum. Önemli olan buradaki performansımızı düşürmemek . Hiçbir takımdan, avrupa da sonuçta çok güçlü takımlar oynuyor ve onların arasında biz de olacağız. Hiçbir takımdan korkmamamız gerekiyor ama tabiî ki hiçbir takımı da küçümsemememiz gerekiyor. Hepsini saygıyla karşılamamız gerekiyor.

Sayın Başkan'ın özellikle Antalyaspor karşılaşmasındaki rakibin sert oyununa karşı bir üzüntüsü olmuştu. Bir açıklama yaptı televizyonumuz aracılığıyla Türkiye de ki futbolun sert oynandığı görüşüne katılıyor musunuz? Bu konuda bir eklemeniz olacak mı? Rakiplerle ilgili özellikle?

Ben de Adnan Polat' a katılıyorum Antalya maçıyla ilgili olarak. Ancak şöyle ifade etmek istiyorum. Türkiye Süper Liginde gerçekten teknik olarak çok üst seviyede bir futbol oynanıyor. Bundan da çok memnunum. Çok kaliteli takımlar var. Ancak Antalyaspor karşısında Adnan Polat ın da ifade ettiği gibi gerçekten biraz sert , hatta aşırı sert bir futbol oynandı. En azından bizim oyuncularımız, ileriye yönelen oyuncular her zaman bir şekilde durduruldu ve engellendi. Bu bizim futbol yapımızı ofansif yöne doğru gol pozisyonu bulmamızı engelledi. Bununla birlikte o gün maçı alamadık. Ancak bundan da şikayet etmemiz gerekiyor. Sonuçta futbol ikili mücadele oyunudur ve bu mücadele olması gerekiyor. Bazen böyle sertlikler de olabilir. Sonuç olarak Antalyaspor da Ali Sami Yen' e geldim, üç puan bırakırım giderim diyerek gelmiyor. Sonuçta buraya gelerek bir puan ya da üç puan almak isteyecek. O yüzden öyle bir futbol sergiledi . Bizim burada bakmamız gereken olay şu tabiî ki bunlar da görerek bu eksiklerimizi ya da bu durumların üstüne çıkarak , bunlara rağmen kazanmasını bilerek daha başarılı olmamız önemli bence.

Herkesin hem fikir olduğu bir konu var. Galatasaray'ın elinde çok iyi bir kadro var. Yani sakatlar iyileşirse, orta sahaya bakıyoruz ,forvete defansa bakıyoruz, gerek yabancı oyuncular gerek yerli Milli oyuncular tüm kadro beraber hazır hale geldiğinde yaklaşık otuz otuz bir tane en üst düzeyde futbolcusu olacak o gün için planınız var mı? Tabi ki üç kulvarda ilerleyen bir takım ama Galatasaray'da bu kadar zengin bir kadroyu yönetmek, bu konudaki düşünceleri nelerdir?

Böyle bir kadroya sahip olmak gerçekten gurur verici. Gerçekten çok iyi otuz kişik üste düzey oyuncular ve Milli takımlar düzeyinde oynayan oyuncular da var takımda. Ama şunu söylemek gerekiyor ki takımda otuz futbolcu olmasına rağmen on bir kişi sahaya sürülecek.Takım içindeki rekabet benim için çok önemli. Hiçbir futbolcunun kendisine yüzde yüz güvenmemesi gerekiyor. Ben bugün çok yandım, yarın kötü oynayarak belki yarın yine oynarım düşüncesine kapılmaması gerekiyor. Herkes forma savaşına girecek ve girmesi gerekiyor. İyi oynayan her zaman on bire girer.Ben de bundan memnunluk duyuyorum. Sorun yaşamıyorum. Bende ona göre takımı oluşturarak daha iyi başarılar elde etmek için kendimi yansıtacağım futbol olarak.

Geçen sene ile bu seneye baktığımız zaman yabancıların çok efektif olduğunu görüyoruz. Özellikle Nonda ,Baros, Lincoln ve Kewell dörtlüsü atılan gollerde pay sahibi, geçen sene Galatasaray'ın yerli oyuncularının atılan gol oranında ya da yaptığı asistler de çok büyük yüzdesi vardı. Bu sezon ilk dört maçta ve Avrupa Kupalarında henüz üç maç geride kalmasına rağmen rakamlar yabancı futbolcuların formda olduğunu ve giderek yükseldiğini gösteriyor. Bu konuda ne söylemek istersiniz? Özellikle Lincoln ve Baros un son haftalarda yükselen grafiği gibi?

Öncelikle geçen senenin kadrosuna bakarsak, Galatasaray'ın kadrosunda bu sene biraz daha zengin yabancı kadrosu var. tabi forvet hattını düşünürsek Kewell'ın gelmesi ve Baros un sonradan eklenmesi forvet hattında yabancı futbolcu sayısını arttırdı ve kalite de farklı oldu ve geçen sene Hakan Şükür vardı biliyorsunuz , o da çok gol kaydetti. Ümit Karan da vardı o da çok gol kaydetti. Ve şu an kendisi sakat , Hakan Şükür de kadromuzda yok. Bununla birlikte tabi yabancı futbolcu oynatmak zorundayız. Yabancı futbolcular da oynadıkları zaman gole çeviriyor bunları ve bizim skorumuza yansıtıyor ve bizim lehimize oluyor bunlar. Sonuçta aldığımız yabancı oyuncular Kewell olsun Baroş olsun kişisel olarak çok tecrübeli ve başarılı futbolcular. Aynı zamanda diğer futbolcular da kendi başarısını bırakın Galatasaray ile ilgili bir hedef koymuşlar. Bunda da başarılı olmak için ellerinden geleni yapıyorlar ve bunu sahaya yansıtıp gole çeviriyorlar . Bence nedeni bu.

Türk basınını takip ediyor musunuz? Kendisiyle ilgili yapılan eleştirileri okuyor mu?Basının bir bölümünde özellikle elindeki malzemeye göre farklı beklentileri olan bir kesim var.Bu konuda neler söyleyeceksiniz? Bunun baskısını üzerinizde taşıdğınız anlar oluyor mu?

Öncelikle şunu söyleyeyim Türkçem de fazla olmadığı için medyayı çok fazla takip etmiyorum ve edemiyorum. Zaten etsem de bu tür eleştriler beni pek fazla etkilemez. Profesyonel bir teknik direktör olarak bunları zaten algılamam gerekiyor. Ama bu eleştirilerden etkilenip takımıma negatif bir yansıtma olayında olamam. Çünkü ben biliyorsunuz Almanya'da Almanya Milli Takımını çalıştırdım. Aynı zamanda Bayern Leverkusen de olsun, B. Dortmund da olsun çok üst düzey oyuncular çalıştırdım. Ben kimin nerede oynaması gerektiğini hangi futbolcunun nerede olması gerektiğini üst düzey futbolcuların nasıl yönlendirilmesi gerektiğini gerçekten çok iyi biliyorum. Her zaman da eleştiriler olacaktır. Aşırı eleştirenler de bazen fazla dışarıdan gördükleri için olayın içeriğini bilmedikleri için bunları kolay eleştirebiliyorlar. Biz sonuç olarak bu eleştirileri pozitif alarak takıma pozitif yansıtarak veya etkilenmeyerek takımın havasına ve kulübün zararına olmayacak şekilde davranarak aşmaya çalışıyoruz.

Son olarak, seyircimize mesajınız nedir?

Öncelikle bütün Galatasaray taraftarına teşekkür etmek istiyorum. Bizi hiçbir zaman yalnız bırakmadılar. Bellinzona da olsun Avrupa'da olsun aynı şekilde Kocaeli de bizi yağmura rağmen gelip desteklediler, ıslandılar bizim için. Tabiî ki bizden beklentileri takımın kazanması ve şampiyonluk. Bizde bunu onlara karşılık olarak vermek isteyeceğiz ve bunun için savaşacağız. Onlara çok teşekkür ediyorum yürekten. Bunlar onların hakkı. Bizde bunu sahaya yansıtıp başaracağımıza inanıyorum.Hepsine tekrardan teşekkür ediyorum

Kaynak: DHA

 
  Bugün 36229 ziyaretçikişi burdaydı!